Büyük Memede Görülen Hastalıklar

YAYIN 1;

MAKROMASTİ(İri meme) İLE BENİGN(iyi huylu) MEME HASTALIKLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ

Gürol KÖROĞLU , Türker ERTÜRK , Alper ŞAĞBAN , SEHER ŞİRİN , Arslan KAYGUSUZ

S.B. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. Genel Cerrahi / İstanbul

Kadınlarda Meme Hastalığı

GİRİŞ : İdeal meme ölçüsü 275-350 cm3 olarak belirtilmiştir. Normal veya ideal meme “hacminde % 50’den fazla hacim artışı olmasına makromasti denir. Hastalar çoğunlukla boyun ağrısı, omuz ağrısı, kol ağrısı, sırt-bel ağrısı, brakial  pleksus kompresyonu (kola giden sinirlere bası), kazanılmış torasik kifoz(kamburlaşma), solunum sıkıntısı, fizik aktivite kısıtlığı yakınmaları nedeniyle polikliniğe başvurmaktadırlar.
METOD : Ekim 2006-Mart 2007 tarihleri arasında meme polikliniğimize gelen 228 hastanın, Grosman rounder diski kullanılarak meme hacim ölçümleri yapıldı. Ortalama meme hacmi 300 cm3 olarak alınıp bunun %50’sinden fazla olan 450 cm3 üstündeki hastalar ile diğerleri arasındaki memede benign kitle oranları karşılaştırıldı.
cm3 altında, idi. Memenin benign(iyi huylu) hastalıklarından başta fıbrokistrik hastalık başta olmak üzere,
BULGU : Meme Ölçümü yapılan 228 hastanın 76’sı 450 cm3 ve üzerinde çıkarken 152’si 45Ö fibroadenom, lipom, intraduktal papillom, duktal ektazi, mastit ve abse ele alındı. Makromastik 76 olgunun 58’inde (%76) bu hastalıklardan bir veya birkaç tanesi mevcut iken, makromastik olmayan 152 olgunun 97’sinde (%64) benign bir lezyon mevcuttu.
TARTIŞMA ve SONUÇ : Neticede makromasti sadece meme dışı semptomlara sebep olmamakta, aynı zamanda meme dokusunda da hastalık zemininde etkin rol oynadığının kanısındayız.

YAYIN 2;

GÜNCEL HASTALIK:MAKROMASTİ

Gürol KÖR0ĞLU , SEHER ŞİRİN , Alper ŞAĞBAN Türker ERTÜRK, Arslan KAYGUSUZ

S. B. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. Genel Cerrahi Kliniği / İstanbul

GİRİŞ : İdeal meme ölçüsü 275-350 cm3 olarak belirtilmiştir. Normal veya ideal meme hacminde %50’den fazla hacim artışı olmasına makromasti denir. Hastalar çoğunlukla boyun” ağrısı, omuz ağrısı, kol ağrısı, sırt-bel ağrısı, brakial, pleksus kompresyonu, kazanılmış torasik kifoz, solunum sıkıntısı, fizik aktivite kısıtlığı yakınmaları nedeniyle polikliniğe başvurmaktadırlar.
METOD : Ekim 2006- Mart 2007 tarihleri arasında meme polikliniğimize gelen 228 hastanın, Grosman rounder diski kullanılarak meme hacim ölçümleri -yapıldı.
BULGU : Olguların yaş ortalaması 44.8 (22-70) bulundu. 228 olgunun hacim ölçümü ise ortalama
422 cm3 (125-1100) idi. Buradan da anlaşılacağı gibi makromasti ülkemizin büyük bir sorunudur. Zira bu hastalar çoğunlukla bu çlurumlannın normal olduğunu sanmakta, bunun bir hastalık olduğunun farkına varamamakta ve boyun ağrısı, omuz ağrısı, kol ağrısı, sırt-bel ağrısı, brakial, pleksus kompresyonu, kazanılmış torasik kifoz, solunum sıkıntısı, fizik aktivite kısıtlığı gibi şikayetlerini başka yerlerde arayıp hekim hekim dolaşmakta ve tetkik üstüne tetkik yaptırmaktadırlar.
TARTIŞMA ve SONUÇ : Makromastinin başlı başına bir hastalık olarak ele alınıp cerrahi tedavisinin yapılması gerektiği kanısındayız.

YAYIN 3;

MAKROMASTİ İLE MALİGN MEME HASTALIKLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ

THE JOURNAL OF BREAST HEALTH
Gürol KÖROĞLU, Türker ERTÜRK, Alper ŞAĞBAN, SEHER ŞİRİN, Arslan KAYGUSUZ

SB İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. Genel Cerrahi Kliniği / İstanbul

GİRİŞ : İdeal meme ölçüsü 275-350 cm3 olarak BULGU : Meme ölçümü yapılan 228 hastanın‘76′:
belirtilmiştir. Normal veya ideal meme hacminde 450 cm3 ve üzerinde çıkarken i 52’si 450 cm3 altında
%50’den fazla hacim artışı olmasına makromasti denir. idi. Memenin malign hastalıklarından başta infiltratif
Hastalar çoğunlukla boyun ağrısı, omuz ağrısı, kol duktal ca olmak üzere, infiltratif lobuler ca, paget,
ağrısı, sırt-bel ağrısı, brakial, pleksus kompresyonu, inflamatuar meme ca ve non-infiltratif olanlar ele
kazanılmış torasik kifoz, solunum sıkıntısı, fizik alındı. Makromastik 76 olgunun 4’ünde (%5,2) bu
aktivite kısıtlığı yakınmaları nedeniyle polikliniğe hastalıklardan biri mevcutken, makromastik olmayan
başvurmaktadırlar. 52 olgunun 7’sinde (%4,6) malign bir lezyon
mevcuttu.
METOD : Ekim 2006- Mart 2007 tarihleri arasında
meme polikliniğimize gelen 228 hastanın, Grosman TARTIŞMA ve SONUÇ : Neticede anlamlı bir
rounder diski kullanılarak meme hacim ölçümleri istatistiksel fark oluşmamış olsa da makromastide
yapıldı. Ortalama meme hacmi 300 cm3 olarak alınıp sadece meme dışı semptomlara sebep olmamakta,
bunun %50’sinden fazla olan 450 cm3 üstündeki aynı zamanda meme dokusunda da hastalık zemininde
hastalar ile diğerleri arasındaki memede benign kitle etkin rol oynamakta olduğuna inanıyoruz, oranlarıkarşılaştırıldı.

YAYIN 4;

BİLATERAL MEME KANSERİ

Gürol KÖROĞLU, Türker ERTÜRK, Alper ŞAĞBAN SEHER ŞİRİN, Arslan KAYGUSUZ
1) S. B. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. Genel Cerrahi Kliniği / İstanbul

GİRİŞ : Bilateral meme kanseri tüm meme kanserleri içinde %3.7 oranında rastlanan bir klinik tablodur. Senkron veya metakron olarak, büyük çoğunluğu metakrondur. Karşı memede bir tümör ile karşılaşıldığında bunun yeni bir primer mi, yoksa metastatik mi olduğu sorusu akla gelir. Bu problemi aydınlatmak için bazı kriterler ortaya konmuştur. Bilateral meme kanserinin teşhisinde klinik muayene ve mamografi ile periyodik kontrol önem taşır.
METOD : 2002 Mart-2007 Mart yılları arasında tarafımızdan tedavi eldilen 135 meme kanseri incelendi.

BULGU : 135 meme kanseri içinde, 4 hastada (%2,9) bilateral meme kanseri gözlenmiş, konu güncel literatür ışığında gözden geçirilmiştir.

TARTIŞMA VE SONUÇ: Bilateral meme kanserinin teşhisinde klinik muayene ve mamografi ile periyodik kontrol önem taşır. Tedavi tümörlerin evresine uygun klasik yöntemler ile yapılır.

YAYIN 5;

MAKROMASTİ SIKLIĞI

Gürol KÖROĞLU, SEHER ŞİRİN, Alper ŞAĞBAN, Türker ERTÜRK, Arslan KAYGUSUZ «
S.B İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. Genel Cerrahi Kliniği / İstanbul

GİRİŞ : İdeal meme ölçüsü 275-350 cm3 olarak belirtilmiştir. Normal veya ideal meme hacminde %50’den fazla hacim artışı olmasına makromasti denir. Hastalar çoğunlukla boyun ağrısı, omuz ağrısı, kol ağrısı, sırt-bel ağrısı, brakial, pleksus kompresyonu, kazanılmış torasik kifoz, solunum sıkıntısı, fizik aktivite kısıtlığı yakınmaları nedeniyle polikliniğe başvurmaktadırlar.
METOD : Ekim 2006-Mart 2007 tarihleri arasında meme polikliniğimize gelen 228 hastanın, Grosman rounder diski kullanılarak meme hacim ölçümleri yapıldı. Ortalama meme hacmi 300 cm3 olarak alınıp bunun %50’sinden fazla olan 450 cm3 üstündeki hastalar makromastik olarak kabul edildi.
BULGU : Bu 228 olgunun 76’sı mâkromastili iken, 152’si makromastili değildi. Oran çok ilginç bir şekilde 2/1 şeklinde açığa çıkmıştır. Yani kabaca polikliniğimize başvuran her 3 hastadan bir tanesi makromastiktir.
TARTIŞMA ve SONUÇ : Bu da memede hastalık olmasa dahi makromastinin sebep olduğu semptomları düşünürsek, büyük bir iş gücü kaybı, para ve sağlık hizmeti demek olduğu açıktır.

YAYIN 6;

MEME HASTALIKLARINDA TANI

Gürol KÖROĞU, SEHER ŞİRİN, Alper ŞAGBAN, Türker ERTÜRK, Arslan KAYGUSUZ
S. B. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi 3. Genel Cerrahi Kliniği / İstanbul

GİRİŞ : İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) palpabl meme kitlelerini değerlendirmede çok etkili ve klinik olarak güvenilir bir araçtır. Bu çalışma İİAB’nin histopatoloji ile doğruluğunu değerlendirmek ve klinik olarak bir teşhis aracı olarak kullanmak için yapıldı.
METOD : Materyal olarak İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 2005 Mart-2006 Aralık yılları arasında gelen 108 hastaya ait İİAB kullanıldı.
BULGU : Meme İİAB doğruluğunu güvenirliğini ve yeterliliğini belirlemek için sitolojik tanılar histolojik tanıları ile karşılaştırıldı. Spesimenlerin 20’sinin sitolojik materyali yetersizdi. İİAB’ler malign, benign ve şüpheli olarak yorumlandı 58 olgu benign, 30 olgu malign ve 20 olgu şüpheli olarak değerlendirildi. Şüpheli olgular ın 7’si malign ve I3’ü benign idi. Sitolojik materyali yetersiz ve şüpheli olarak yorumlanan olgular dışında kalan 68 hastanın 66’sına doğru tanı konmuştu.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Sonuç olarak meme İİAB’si meme kanserinin teşhisinde sitolojide deneyimli patologlar tarafından uygulandığı zaman yardımcı olarak kullanılabilen sensitif bir teşhis aracıdır.

YAYIN 7;

MEME KANSERİNDE CERRAHİ YAKLAŞIMLAR

Gürol K0R0ĞLU, Türker ERTÜRK, Alper ŞAĞBAN, SEHER ŞİRİN, Arslan KAYGUSUZ
S. B. İstanbul Eğiti m ve Araştırma Hastanesi 3. Genel Cerrahi Kliniği / İstanbul

GİRİŞ Metne kanserlerinde son yıllarda son derece iyi tedavi yöntemleri geliştirilmiş olmasına rağmen hastalar bize genelde geç evrede başvurmaktalar. Bu çalışmada meme kanseri risk faktörleri, tanı ve tedavi yaklaşımlarını irdelemeye çalıştık.
METOD : 2002 Mart- 2007 Mart yılları arasında kliniğimizde meme kanseri tanısıyla yatarak tedavi görmüş I 35 hasta retrospektif olarak incelendi.
BULGU : Olguların I 34’ü kadın, l’i erkekti, yaş ortalaması 54.1, ortalama menarj yaşı 14.1, evlilik yaşı 20, doğum sayısı 3 idi. 69 sol memede, 63 hastada sağ memede 3 hastada ise bilateral kanser saptandı. Biyopsi kayıtlarla göre olguların 9’unda frozen-section incelemesi ile ameliyat kararının alındığı anlaşıldı.
Olguların klinik eydelendirilmesi ile 13’iinün (%9.6) Evre I, 118’inin (%87.4) Evre II ve III, 4’ünün (%3)Evre IV olduğu görüldü. Olguların I I9’una (%88) modifiye radikal mastektomi (MRM), 4’üne (%3) radikal mastektomi (RM), 8’ine (%6) basit mastektomi (BM) ve 4’üne de (%3) meme koruyucu cerrahi (MKC) yapılmıştı.
TARTIŞMA ve SONUÇ: Bu çalışmadan çıkardığımız sonuçlar: I-Ülkemizde meme kanseri olguları geç evrelerde hastaneye başvurmaktadır, 2-Radikal mastektomi ameliyatı giderek terkedilmektedir, 3rMRM’nin sağladığı etkin kür (sağkalım ve hasta memnuniyeti) göz önüne alındığında en çok uygulanan ameliyat tekniğidir.

WhatsApp Destek
İletişim Bilgileri