Kıl dönmesi (pilonidal sinüs) mutlaka tedavi (ameliyat ) gerektiren bir hastalıktır. İlaçlarla geçmez. Tedavi edilmez ise sık sık enfeksiyon yaparak daha geniş bir alana yayılım gösterir. Bu da olacağı ameliyatın daha büyük boyutta olmasına sebep olur. Tedavide ana prensip hastalıklı alanın çıkarılması yani kistin (boşluğun) uzaklaştırılması ya da kapatılmasıdır. Tedavi …

4. derecede yani ilerlemiş iç hemoroidlerde , dışarıya prolabe olmuş (sarkmış) hemoroidlerde ve dış hemoroidlerde cerrahi müdahale gerekir. Günümüzde klasik cerrahi ameliyatlar yerine THD, longo, lazer tedavileri gibi daha az ağrılı ve işine daha çabuk dönmeye imkan sağlayan yöntemler kullanılmaya başlanmıştır.Bu yöntemlerden THD daha az yan etkileri olan yöntem olarak öne çıkmaktadır.

2.ve 3. derecede hemoroidlerde lastik bantla boğma veya infrared koagülasyon tedavileri gibi çağdaş ve ameliyatsız yöntemler hastaneye yatmaya ve anestezi almaya gerek kalmadan yapılabilen bir tedavilerdir. Doğru hasta seçimi yapıldığında başarı oranı yüksektir. Klasik ameliyatlardaki gibi günlerce süren, şiddetli bir ağrı yoktur. Birlikte kombine edilerek kullanılabilir.

Toplumda sık rastlanan ve kanserden ölüm sebepleri arasında 2. sırada görülen kolon kanseri kısmen önlenebilen bir hastalıktır. Erken teşhis edilirse tedavi de edilebilmektedir. Geç teşhisin en önemli sebebi muayeneden utanmak, konu- komşu önerisiyle ilaç kullanmaktır. Erken teşhis için şikayet olduğunda özellikle kanamada mutlaka muayene (özellikle anoskopi muayenesi) olmak, şikayet yoksa kontrol ve tarama programlarını uygulamak gerekir. Taramada kolonoskopi en önemli tanı ve tedavi yöntemlerindendir.

Hemoroid anal bölge damarlarında genişlemedir. İlaç tedavileriyle gerilemez. Akut hemoroidal ataklarda, pıhtılaşmış boğulmuş basurlarda, ek hastalıklar nedeniyle ameliyat olamayan hastalarda ilaç tedavisi gereklidir. Hatta müdahaleden önce yapılması gerekir. Kanama, kaşıntı, ağrı,şişlik gibi belirtileri azaltmak için kullanılır. Akut atağa bağlı belirtiler geriledikten sonra hemoroidin kalıcı tedavisi için ameliyat ya da ameliyatsız müdahaleler gerekir.

Hemoroid çoğunlukla ağrı fazla yapmamakla birlikte bazen ileri derecede şişerek, pıhtılaşma yaparak ve anüsün dışına çıkıp sıkışarak şiddetli ağrı yapabilir. Bu durumda verilecek ilaçlar kadar evde yapılabilecek şeyler vardır. Kabızlığın giderilmesi için bol sebze ve su tüketmelisiniz. Hareketinizi artırmalısınız. Tuvalette ıkınmamalı, uzun kalmamalısınız. Tercihan dışkılama sonrası 15 dakikalık sürelerle sıcak oturma banyosu yapmalısınız. Diğer zamanlarda buz (soğuk) uygulaması yapılmalı. Ağrı kesiciler alınabilir. Bir kaç gün içinde de kesin teşhis ve ilaç tedavisi için doktor muayenesine gitmelisiniz.

Hemoroid oluşma sebepleri çoğunlukla beslenme ve dışkılama alışkanlıklarımız, hareket alışkanlıklarımız, meslek hayatımız yani çalışma koşullarımızdan kaynaklıdır. Bu sebepleri bildiğimizde bazı davranışlarımıza dikkat ederek ortadan kaldırabiliriz. Hemoroid oluşmasını engellediğimiz gibi oluşmuş hemoroidlerin daha kolay tedavi olmasını hatta gerilemesini sağlayabiliriz.

Sık görülen hemoroid hastalığı hastalık sırasında da tedavi sonrasında da sıkıntılar yaşatır. Bu nedenle tedavide en rahat, konforlu olan yöntemler seçilir. 2-3. derecede hemoroidlerde lastik bantla boğma ve infrared koagülasyon yöntemleri (bir arada da kullanılabilir) ağrının az olması, hastaneye yatış ve genel anestezi gerektirmemesi ve komplikasyonların az olması nedeniyle önerilmelidir.

Kadınlarda her dönemde memelere ait şikayetler, belirtiler olabilir. Doğurganlık çağında, adet döngüsüne bağlı olan ağrılar sıktır fakat çoğu zaman önemsizdir. Memede kitle, kızarıklık, şişlik gibi bazı şikayetler ve belirtiler ise önemlidir. İltihaplar tedaviye cevap vermezse kanser olabileceği düşüncesiyle biyopsi alınmalıdır. Kitleler ise aksi ispatlanıncaya kadar kötü olabileceği düşünülmelidir ve ileri tetkik mutlaka yapılmalıdır.

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen ve akciğer kanserinden sonra 2. sırada ölüme sebep veren bir kanser türüdür. Erken teşhis edildiğinde yaşama oranı yüksek bir kanser türüdür. Erken teşhis ise kendi kendine meme muayenesi, doktor muayenesi, rutin kontroller ile mümkün olur. Meme kanserini açısından bazı durumlar risk faktörüdür. Teşhiste 1 basamak kendi kendine meme muayenesi ve doktor muayenesidir.